•    
      İZMİR YURTSEVERLER PLATFORMU
      METE AKYOLDAN YIGIT BULUTA
     
    METE AKYOLDAN YİĞİT BULUT'A......
     
     

    Yiğit Bulut.

     

    Sana hitap ediyorum…

     

    Habertürk’te Başbakan’la yapacağın konuşma öncesi gelen on binlerce e-mail içerisinden; Başbakan’a yönelik ilk soru olarak, bula bula “vatandaş neden evet desin?” sorusunu mu buldun?  “Vatandaş en çok bu sorunun yanıtını merak ediyormuş”, öyle söylüyorsun… 

     

    Sen kimi kandırıyorsunuz Yiğit Bulut?  

     

    Aç, sefil, perişan ve çaresiz vatandaşın sorma gereği duymadığı tek soru; “referandumda neden evet diyelim” sorusudur… Millet senin gibi on milyarca maaş almıyor ki, vatandaşın derdi aş, iş, gelecek!.. Aç insanların umurunda mı “evet”… Onların soracakları soru şu; kendiniz zenginleşirken bizi iktidarınızda söz verdiğiniz halde neden, işsiz, parasız, aç ve sefil bıraktınız ver bunun hesabını!  

    Program öncesi şahsınıza geldiğini ifade ettiğiniz on binlerce mail içerisinde ağırlıklı olarak en çok sorulan soru buymuş(!)  

     

    Vay bizim çileli başımız!..

     

    Ahır ömrümüzde, sözde ünlü sayılan, yakın geçmişe kadar ülke, millet adına gözü yaşlı söylemlerde bulunan ve bu doğrultuda yazılar yazarak vatan millet edebiyatı yapan bir gazeteciden bunları da mı duyacaktık…  

    Olmadı Yiğit Bulut!

     

    Bu yazı Habertürk’teki programınızın hemen ardından yazılacaktı ama araya giren önemli bir işimiz nedeniyle gecikti…

     

    Vicdan sahibi, dürüst, onun bunun kuklası olmayan köşe yazarları, zaten hak ettiğiniz yazıları yazdılar…  

    Sen de ertesi günü, suçluluk duyguları içerisinde “İt ürür kervan yürür” gibi çok klasik, hiç de haklı olmadığınız, şahsınıza yakışan bir yazı yazdınız… 

     

    Bu satırların yazarı Kocaeli’ de 15 yıl süreyle televizyonlarda “Serbest Kürsü” adı altında siyasi konulu açık oturum programları yaptı ve onlarca ünlü siyasetçiyi programlarına konuk etti.

    Konukları arasında kayınpederiniz Sayın Namık Kemal Zeybek’de yer aldı. Kendisine sorabilirsiniz.  

    Kimler miydi bazı genel başkan unvanlı konuklarımız, sayalım:

    Tayip Erdoğan, (bir kez) Kemal Kılıçdaroğlu (iki kez), Masum Türker (4 kez), Saadettin Tantan (5 kez) , Zeki Sezer (iki kez), Muhsin Yazıcıoğlu ( 5 kez), Numan Kurtulmuş (bir kez) ve diğerleri…  

    15 yıl süreyle yaptığımız programlarımızda, inanın son yaptığınız programda olduğu gibi bir acziyetin içine hiç düşmedik…  

     

     

    Başbakan’a sorulacak onlarca önemli konu ve soru varken, böylesine “çanak” tabir edilen sorularla izleyici karşına çıkmanızın çok büyük tepkiye neden olacağını düşünmediniz mi?

    Tabi ki düşündünüz. Düşünmemeniz olanaklı mı?

     

    Bilerek böyle bir tabloya girdiniz…

     

    Çünkü Patronunuz Turgay Ciner’in hükümetle ilgi büyük işleri ve ihale alma umutları vardı…  

    Diyelim ki, on milyarlarca maaş aldığınız için, yerinizden, koltuğunuzdan olmamak için bu yolu seçmek zorunda kaldınız. Hiç mi biraz vicdanlara seslenebilecek bir sorunuz yoktu? Gerçek ve meslek etiğine inanmış bir sunucu konuğuna, her kim olursa olsun böylesine teslim olur mu?  

    Hatırlayın Yıllar önce Gazeteci Mete Akyol, Merhum Turgut Özal’ı konuk etmişti. Ertesi gün millet ayağa kalkmıştı, Akyol sorduğu çanak sorular nedeniyle kendisini sıfırlamıştı… O günden beri de pek ortalıkta görünmüyor..  

     

    Yiğit Bulut.

     

    Aynı kaderi yaşamanın talihsizliği içindesin.

    Hakkınızda yazılan yazıları okudunuz.

    Yazılardan çıkan sonuç bize göre; Yiğit Bulut ismi artık the end…  

    Öyle ezberlediğiniz ve hemen her ortamda bilgiçlik gösterisi yapmak için sık sık kullandığınız, “Osmanlı’nın 1820 lerden sonra ki durumu şöyleydi, böyleydi…” şablonu, artık izleyicilerinize ve okurlarınıza ilgi çekici ve saygın gelmeyecektir…  

     

    Fatih Altaylı’da, ayni patronun yani Turgay Ciner’in emrinde…

    Onun da maaşı 50-100 milyar dolayında, o sizin gibi tam teslimiyet içerisinde olmuyor. Hiç olmazsa zaman zaman televizyonlarda ve köşe yazılarında hükümeti eleştirebilen yazılar yazabiliyor…  

     

    Sonuç olarak:  

     

    Yiğit Bulut.

    Bundan böyle; Habertürk’teki programlarınızı ve gazete ki köşe yazılarınızı çok zorunlu olmadıkça okumak gibi bir yanlışlık içerisinde kesinlikle olmayacağız…

     

    Çok şükür bizi gittiğimiz yanlış yoldan çevirmek gibi bir iyilikte bulundunuz.

    “Bu yazıyı kesin saklayın…” türü köşenizdeki öğütlerinizin de artık zerre kadar önemi olmayacaktır…

     

    Son söz:  

     

    Her zaman yazmış, yeri geldiğinde dost toplantılarında söylemişizdir.

     

    25- 50 – 75 – 100 milyar gibi aylık alan gazetecinin/gazetecilerin, gerçek anlamda halktan yana olması mümkün değildir! Tabi istisnalar kaideyi bozmaz.

     

     

     

     

    YORUM....

     

     

     

     

    habertürk'e gelmeden önce, görev yaptığı tv de ekonomi programlarında sarfettiği sözler hala kulaklarımda milliyetçi, vatanını düşünen,haksızlıklara veryansın eden,adam gibi adam.EN ZOR ŞEY insanları tanımakmış. banknot galip geldi,amerika yolcuları çoğaldı.



    --
    "SORUNLU KARANLIKLARDAN
     
    SORUNSUZ AYDINLIK YARINLARA"

     
      Bugün =>60 20 ziyaretçiburdaydı

    İZMİR

    YURTSEVERLER PLATFORMU

     
     
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol